Çanakkale Baro Başkanı Avukat Bülent Şarlan Ergenekon davası sonuçlarını değerlendirdi. Şarlan; "Kamuoyunda
“Ergenekon Davası” olarak bilinen aralarında eski genelkurmay başkanı, eski kuvvet
komutanları, üniversite rektörleri, siyasiler ve gazetecilerin de bulunduğu
davanın kararı, 5 Ağustos 2013 tarihinde açıklanmıştır. Silivri Ceza
İnfaz Kurumları Kampüsünde, İstanbul Özel Görevli 13.Ağır Ceza Mahkemesi
tarafından görülen 275 sanıklı dava, 6 yıl 2 ay devam etmiş ve 321.
duruşmasında karara çıkmıştır.İddiaları,
yargılananları, süreci, kararı ve cezaları ile “tarihi” sayılacak bu davanın; karar duruşmasından önce alınan
idari kararlar, Mahkemece alınan kararlar ile verilen cezalar nedeniyle yaşanılan süreç açısından bazı
değerlendirmeleri yapma ihtiyacı duyulmuştur" dedi.
Şarlan açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "I-
Mahkemece; davanın son duruşmasına, “basın mensupları ile milletvekilleri
dışında izleyici alınmamasına” karar verilmiştir. Bu kararla, Anayasa’nın 141. ve Ceza Muhakemeleri
Kanununun 182/1. maddelerinde yer bulan “duruşmanın
açıklığı” ilkesi zedelenmiştir. Sonrasında İstanbul
Valiliğince duruşmanın yapıldığı yere gitmek isteyenlerin Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Kanunu’nu ihlal edecekleri bildirilmiştir. Bu kararla da Anayasanın
23.maddesindeki “Seyahat Özgürlüğü”
ile 34.maddesindeki “Herkes önceden izin
almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına
sahiptir” hükmüne açıkça aykırı davranılmıştır.
II- Mesleğini yapmak için Silivri’de bulunan meslektaşlarımızın duruşma salonuna girerken “ayakkabılarının
çıkartılması dahi istenilmiş” olup uğradıkları muamelenin kabul edilebilir
tarafı bulunmamaktadır.
III- Duruşma salonunda sanıklar ile avukat meslektaşlarımız arasına iki
sıra halinde Jandarma yerleştirilmiş olup sanıklar ile avukatların, avukatlar
ile Mahkeme heyetinin birbirlerini görmeleri engellenmiş, göz teması
yapmalarının bile önüne geçilmiştir.
IV- Savunma avukatlarının; dinlenmesini istediği tanıklar
dinlenmemiştir. Yargılama sürecinde delil değerlendirme aşaması atlanmıştır. Savunma avukatlarının “sahte olduğunu veya
hiç olmadığını” söylediği delillere ilişkin bir araştırma ve inceleme
yapılmamıştır. Davada 44 gizli tanık dinlenilmiştir. Gizli tanıkların ifadeleri davanın seyrini değiştirmiştir.
V- Savunma avukatlarına üç ayrı oturumda 15’er dakika süre verilmiştir. Bazı
avukatların birden fazla müvekkili olması durumunda süre değiştirilmemiştir. 5
müvekkili olan avukatın savunma süresi yine 15 dakika ile sınırlı kalmıştır.
Duruşma
salonuna mesleğini icra etmek için gelen avukat meslektaşlarımızın karşılaştığı
muameleler, delillerin toplanmasındaki
taleplerinin olumsuz karşılanması, kısacası
savunma yokmuş gibi davranılması mesleğimiz
ve yargı süreci ile adaletin gerçekleşmesi açısından üzüntü verici olup
sanıklar açısından ADİL YARGILANMA
hakkının yok sayılmasıdır.
İstanbul
Özel Görevli 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararını vermiştir. Bundan sonra Yargıtay
aşaması devam edecektir. Yani temyiz yolu süreci işleyecektir.
Hukuka
saygının ve hukuka bağlılığın zedelenmemesi temennisiyle Mahkemenin aldığı
kararın ülkemizi gruplaşmaya götürmemesi ve milletimizin adalete olan güvenini
yitirmesine sebep olmamasını dilerim. "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder