13 Nisan 2013 Cumartesi
Kaz dağları yolunacak kaz değildir
Türkiye Barolar Birliği ve Çanakkale Barosu tarafından Kolin Hotel de düzenlenen "Kazdağları ve Siyanürlü Altın Madenciliği" konulu panelde yaptığı konuşma yapan Çanakkale Baro Başkanı Bülent Şarlan, "Kazdağları’nın zarar görmesi, içindeki bir dalın bile kırılmasına avukatlar olarak tahammülümüz yoktur. Programımızın afişe dikkatinizi çekerim. Orada topuğuna ok saplanmış bir görüntü göreceksiniz. Yarı tanrısal kahraman Aşil topuğundan vurulmuştu. Birazda bundan olsa gerek vücudumuzda hiç esnemeyen, en güçlü bağ ayağımızdaki Aşil bağıdır. O sebeptendir ki Kazdağları’na hassasiyetimiz Aşil bağları gibidir. Oynatılamaz, esnetilemez, eğilemez, bükülemez" dedi.
Çanakkale Baro Başkanı Bülent Şarlan Türkiye Barolar Birliği ve Çanakkale Barosu tarafından Kolin Hotel de düzenlenen "Kazdağları ve Siyanürlü Altın Madenciliği" konulu panelde yaptığı konuşmada, Siyanürlü altın işletmeciliğinin, İnsan haklarının ve çevre hakkının ihlal olduğunu belirterek; "Su kaynaklarının temizliği hakkının yok edildiğini ifade ediyoruz. Gıda güvenliği hakkının tehdit edildiğini vurguluyoruz. Yüzyıllardır gücün değil, hakkın peşinde koşuyoruz. Bunun içindir ki bugün burada hangi memleketten olursa olsun, ister Ankaralı, ister Afyonlu, İster Erzurumlu, İster Samsunlu bu salonda toplanan her bir avukat Rausseau'nun meşhur ifadesiyle "Bütün memleketlerin yerlisi, bütün yüzyılların çağdaşı" sözünü doğrular.Bu ilkeler yolumuza ışık tutmaktadır" dedi
"Kazdağları Olmak ya da olmamakla sınanıyor"
Baro başkanı Bülent Şarlan konuşmasında şu ifadelere yer verdi; " Eşsiz ormanlarıyla, endemik türleriyle, oksijeniyle Türkiye’de birincidir. Tarihsel, kültürel, ekolojik ve toplumsal mirasıyla bir mücevher ve bir incidir. Dünyamızın en önemli ekosistemlerinden biridir. Bu ve daha nice değerlere rağmen, on altı (66 da olabilir) maden firması, toprağın altına, topraktaki altına göz dikmiş durumdadır. Adeta toprağın altını üstüne getirmek istemektedir. Tonlarca siyanür Bin Pınarlı İda’nın damarlarına şırınga edilmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde yasaklanan siyanürlü madenciliğinin Kazdağları’nda ar damarı çatlamıştır. Çünkü süregelen bu madencilik;Yeraltı ve yerüstü sularının kirlenmesidir. Kazdağları’ndan, diğer adıyla, Bin pınarlı İda’dan yaklaşık 2,5 milyon insanın içme-kullanma suyunun kaybedilmesidir. Tarımsal faaliyetlerinde kullandığı suların kirlenmesidir. İnsanların hastalanması, toplu hayvan ölümleri, ağaç katliamlarıdır.Toprak ve havanın mahvolmasıdır. Zehirin hava ve suyla Denizlere taşınmasıdır. Binlerce sondajla, açılan ölüm çukurlarıyla Kazdağları’nın kevgire çevrilmesidir. KAZ dağlarının ENKAZ dağlarına dönüştürülmesidir. Yöre insanının çığlığına, Kazdağları’nın feryadına avukatlar olarak ses veriyoruz. Kazdağları’nın Üstünün “Altın”dan daha değerli olduğunu haykırıyoruz.Doğaya, yeni doğanlara, doğacaklara borç ödüyoruz. Bugün bu eşsiz bölgeye yönelik duyarlılık gösterenlere teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Sayın Ahsen Coşar başta olmak üzere, birliğin duyarlı yöneticilerine teşekkür ediyorum. Bu özel program için çalışan Çanakkale Barosu’na üye değerli meslektaşlarımıza, Çevre Komisyonumuza şükranlarımı sunuyorum. Bilgileriyle programımıza katkı verecek olan başta akademisyenler ve uzmanlar olmak üzere, yöneticilere, meslektaşlarıma ve tüm katkı sunanlara teşekkür ediyorum. Organizasyonu düzenleyerek, katılarak geleceğe olan borçlarını ödeyenlere teşekkürlerimi sunuyorum. Sözlerimi tamamlarken; Toprağımız ve havamız bozulmadan, sularımız zehirlenmeden ve bölgemiz susuz kalmadan ve vakit geç olmadan haydi diyorum. Kazdağları’nı korumak hepimizin görevidir. Onun için Görevliyiz. Onun için Görevdeyiz."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder