Açıklamada şu ifadelere yer verildi; Yalnızca kentine ve
yeşiline sahip çıkmaktan ibaret, tamamıyla barışçıl gösteriler, kolluk güçleri
tarafından vahşet boyutuna gelecek şekilde karşılık bulmuş ve protestocuların
Anayasal haklarını kullanmaları şiddetle engellenmeye çalışılmaktadır. Gerek
kolluk güçlerinin gerekse de buna dur demeyen yetkililerin eylemlerinin
Anayasaya ve Kanunlara aykırı olduğu aşikârdır.
Anayasanın 26. maddesine göre, “ Herkes düşünce ve kanaatlerini söz,
yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma
hakkına sahiptir.” Dolayısıyla anayasal bir hakka karşı kolluk güçleri
tarafından şiddete başvurularak engellemeye çalışılması en hafif tabirle akıl
tutulmasıdır. Anayasanın 34. maddesinde, “Herkes, önceden izin almadan,
silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak,
millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın
ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve
kanunla sınırlanabilir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.” hükmü
yer almaktadır. Anayasanın maddesinde açıkça görüleceği üzere, 5 gündür süren
gösterilerde, sınırlamaya gidilecek herhangi bir hukuka aykırılık mevcut
değildir; aksine vatandaşlarımızın maruz kaldığı şiddet, genel sağlığı tehdit
edecek boyutlara ulaşmıştır. Anayasanın, Çevre Hakkını güvence altına alan 56.
maddesinde belirtildiği gibi “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam
hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre
kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.” Zira şehir parkları
her sınıftan, her kesimden insanın birlikte yaşama arzusu, ortak yaşama
kültürüdür. Ortak yaşam alanına sahip çıkan her kesimden vatandaşımızın,
yeşilini ve doğasını koruma mücadelesi, maalesef kolluk güçleri tarafından
insan hakları ayaklar altına alınarak engellenmeye devam etmektedir. Yetkililerin,
İstanbul 6. İdare Mahkemesinin vermiş
olduğu Yürütmeyi Durdurma Kararına karşı halen bu haksız ve ölçüsüz
şiddete devam etmemeleri yaşanan protestoların kontrol edilemeyecek bir halk
hareketine dönüşmesine sebebiyet vermektedir.
Orantısız güç kullanımını şiddetle kınıyoruz. Anayasal
haklarını kullanırken zarar gören ve sindirilmek istenen tüm vatandaşlarımıza
geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Çanakkale Barosu olarak yetkilileri,
sorumluluklarının bilincine vararak görevlerini yerine getirmeye davet
ediyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder