Eğiitm-sen Yürütme Kurulu, 1 Mayıs günü saat 13.00 da eski Salı Pazarında olacaklarını ifade ederek; "Eşitlikten, özgürlükten, barıştan, yana bir ülke ve dünya kurmak, kardeşliğin, adaletin ve dayanışmanın hakim olduğu bir geleceği yaratmak için mücadelemize devam edeceğimizi tüm halkımıza duyuruyor, tüm emekçileri bir arada sesimizi yükseltmeye, sözümüzü söylemeye çağırıyoruz"denildi.
Çanakkale Eğitim Sen Yürütme Kurulundan yapılan açıklamada "İşçi sınıfının, emekçilerin uluslar arası birlik, dayanışma ve mücadele gününde, 1Mayıs Bayramında el ele, kol kola, omuz omuza alanlarda olacağız" denildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi; "1 Mayıs 2013’te, dünyanın bütün işçileriyle, emekçileriyle, ezilenleriyle, yoksullarıyla, işsizleriyle, gençleriyle, öğrencileriyle, kadınlarıyla birlikte erkek egemen kapitalist sistemin sömürüsüne, baskısına karşı, emperyalizmin dünya halklarına saldırılarına karşı, emek için, barış için, eşitlik için, özgürlük ve demokrasi için sesimiz sokaklardan çığ gibi yükselecek. Kapitalist sistem yenidünya düzenini, her geçen gün, saldırılarını daha da yoğunlaştırarak, emperyalist işgallerini genişleterek oturtuyor, pekiştiriyor. Üretimi dönüştürme sürecini küresel çapta uyguladığı politikalarla tamamlıyor. Emperyalist işgallerin yeni biçimlerini taşeronları aracılığıyla dünya halklarına, Ortadoğu halklarına dayatıyor. Küresel sermayenin Türkiye’deki işbirlikçisi AKP sivil diktaya dönüştürdüğü iktidarında baskıyla, yasaklarla, gözaltılarla, tutuklamalarla dayatıyor vahşi uygulamalarını. Polisiyle, gazıyla, bombasıyla, copuyla, faşizan uygulamalarıyla halkın, işçilerin, emekçilerin sesini boğmaya devam ediyor. 2013 1 Mayıs’ında; İşsizliğin kitlesel boyutlara ulaştığı, Emeğin kazanılmış haklarının gasp edildiği, Özel istihdam bürolarının kölelik büroları haline getirildiği, Bölgesel asgari ücret uygulaması ile asgari ücretin düşürüldüğü, Taşeronluğun, esnek, güvencesiz ve kuralsız çalışmanın “Ulusal İstihdam Stratejisi” adı altında yaygınlaştırıldığı, Grev yasaklarının yaygınlaşarak devam ettiği, İşçi sınıfının önüne konulan barajları koruyan, yasakçı sendika yasasının dayatıldığı, 5 milyon işçinin TİS yapmasının engellendiği, Kıdem tazminatının gasp edildiği, Örgütsüz, güvencesiz, korumasız, güvenliksiz bırakılan işyerlerinde üst üste iş cinayetlerinin yaşandığı, milyonlarca işçinin ölümün kucağında çalışma koşullarına mahkûm edildiği, “4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile kamu emekçilerine anti demokratik çalışma ve yaşam koşullarının dayatıldığı, 4+4+4 “İlköğretim ve Eğitim Kanunu “ile eğitim sisteminde baskıcı, gerici uygulamaların dayatıldığı, eğitimin adeta bir kâbusa dönüştürüldüğü, KESK, DİSK gibi sendikaların üye ve yöneticilerine yönelik gözaltı ve tutuklamaların gün be gün arttığı, Bilimi ve tekniği halkın çıkarları için kullanan meslek odalarının işlevsizleştirilmek istendiği, Halkın yoksullaştırıldığı, Özelleştirme uygulamalarının had safhaya ulaştırıldığı, Başta eğitim ve sağlık olmak üzere tüm kamusal hizmetlerin ticarileştirildiği, Ortadoğu ve Suriye’de emperyalizmin işgal politikalarının taşeronluğuna soyundurduğu, Gazetecilerin, avukatların, sendikacıların gözaltına alınıp tutuklandığı, Sanat eserlerinin katledildiği, sanatın sansürlendiği, Doğanın kar için talan edildiği, HES’lerle, nükleer santrallerle yaşam alanlarının yok edildiği, Kentsel dönüşüm adı altında kentlerimizin yağmalandığı, Kadın cinayetlerini artıran zihniyetin kol gezdiği, Homofobik zihniyetin saldırılarını keskinleştirdiği, İktidarın, halkların Barış ve demokrasi özlemini kendi seçim ve anayasa hesaplarına alet etmeye çalıştığı, bir ülke panoraması önümüzde duruyor. Oysa bizler, işçiler, emekçiler, işsizler, açlar, yoksullar, ezilenler, dışlananlar, gençler, kadınlar, eşcinseller, mühendisler, mimarlar, aydınlar, sanatçılar, emekliler, ayak takımı, baldırı çıplaklar, “Başka bir dünyanın mümkün olduğunu” biliyoruz. Baskılar karşısında yılmadan direneceğimizi, teslim olmayacağımızı, boyun eğmeyeceğimizi haykırıyoruz."